Büşra Pekin: Seksi görünmek hiçbir zaman hedeflerimden biri olmadı

  • Post author:
  • Post category:Haberler
Büşra Pekin: Seksi görünmek hiçbir zaman hedeflerimden biri olmadı

Bir süredir Magazin sayfalarından düşmüyor. Ne kadar kilo verdi, estetik mi yaptırdı, nasıl değişti… Ben de bunları merak ederek Büşra Pekin’le buluşmaya gidiyorum. Zaten hep güzel bir kadındı ama artık sevimli havası yerini biraz daha dişiliğe bırakmış gibi. “Ben içsel olarak aynı Büşra’yım. Sadece kendimi kafa ve vizyon olarak geliştiriyorum” diyor. Her zamanki gibi çok eğlenceli ve dobra. Kendini 27 yaşında dondurduğunu söylüyor. Başlıyoruz Büşra Pekin’le muhabbete…

◊ Seni sosyal medyada takip ediyorum, bir değişim içindesin…

Farkındayım takipte olduğunu, beğenilerini görüyorum canım. Arada yorumlara alev emojisi de atabilirsin (gülüyor).

◊ Tabii… Bu fiziksel değişiminle magazin gündeminden de düşmüyorsun.

Evet, eskiden “Magazine çok çıkmayayım, rollerimle var olayım” derdim, şimdi bu durum da beni üzmüyor. Magazinde olmak işin bir parçası. İlham olabilmek bir şekilde hoşuma gidiyor. O sebeple bir sıkıntı yok.

◊ Google’a adını yazdım. İsminin yanında ‘estetik’, ‘kaç kilo verdi’, ‘sevgilisi’ ve ‘yoga’ çıktı. En çok onları aramışlar herhalde…

Allah Allah.

◊ Hadi merakları giderelim. Kaç kilo verdin?

Yani Hakan’ım o kadar çok değişiyor ki biliyorsun ben proje bazlı kilo alıp veriyorum.

◊ O nasıl bir şey?

Yani ‘Dilberay’ filmi için kilo almam gerekti, aldım. Ardından ‘Kolonya Cumhuriyeti’ filmi için kilo vermem gerekti, verdim. ‘Hadi İnşallah’ filmi için de yine almam gerekti, aldım. Bunlar arasında zamanlar var tabii. Ben Büşra olarak nötr, sağlıklı bir yerde durmayı seviyorum. ‘Çok Güzel Hareketler’le bugün arasında ne kadar fark var diye sorsalar olsa olsa 5-6 kilo daha fazlaydım. Yüzümden ve üst bedenimden kilo aldığım için biraz kilo verince çok dikkat çekiyor. Beni en zayıf gördüğünüz halle en kilolu gördüğünüz hal arasında da 12 kilo vardır. Şu anda mesela biraz daha kilolu olduğum bir dönem ve yine proje bazlı.

◊ Şu estetik kısmına gelelim. Hep güzeldin ama şimdi bir şeyler olmuş. Hadi itiraf et, neler yaptırdın?

Ben zaten her kadın gibi güzeldim, projelerim için kendimi değiştiriyordum. Şu anda o tarz bir proje olmadığı için özüme döndüm. Ben her sene kendimi geliştirmeye ve en iyi versiyonum olmaya yemin ettim. Daha neler göreceğiz bakalım.

◊ Tamam ama neler yaptırdın, merak ediliyor?

Liste kısa. En önemlisi fazla kilolarımı attım. Bu en büyük değişiklik. Bir gençlik iksiridir sağlıklı kilo vermek. Burun ilerleyen yaşlarda büyür ve aşağı verir kendini. Çok sevdiğim burnuma ciddi bir nefes alma problemim olmasaydı asla dokundurmazdım. Hollywood yıldızlarının uyguladığı bir dokunuş vardır, onu uyguladık. Rollerin durumuna göre de Oyuncu botoksu yaparım. Dudaklarımı ve yanaklarımı elletmem. Yüzümdeki tek ciddi işlem burun dokunuşudur. Bu da 6 yıl önce yapıldı. Yani o dönem bu değişiklik fark edilmedi bile. Filmde taktığımız gerginleştirici bantlar bugünlerde o algıyı yarattı. Doğal duran estetiğe karşı olmadığım için yorumlar beni yormuyor fakat gerçeği de yansıtmıyor.

◊ Söylendiği gibi sağlık koçunu yanından ayırmıyor musun?

Çok iyi arkadaş olduk. Ben bir spor ve sağlık merkezinde egzersiz yapmaya gittim, o da oranın sahibi. Kendi antrenman yaparken benimle de çalışıyor. İyi partner olduk Sonay’la (Ölçücüer). Birlikte sağlık kamplarına gidiyoruz.

◊ Önce Avusturya, sonra Bodrum’a yoga kampına gittiğin yazıldı. Ülke ülke, kamp kamp dolaşıyor musun?

Aslında bunlar benim merak duyduğum, bir türlü fırsat bulup gidemediğim yerlerdi. Sağlıklı ve dinç olmayı gerçekten çok seviyorum. Ailemden de öyle gördüm. Babam, babaannem, annem yaşları ileri olmasına rağmen çok dinç bir şekilde yaşadılar. Ben çok onlar gibi olamadım. Aslında çocukluğumda bale yapıyordum, incecik bir kızdım. 20’li yaşlarımda abur cuburlarla dolu, egzersiz yapmadığım bir dönem geçirdim. “30’lu yaşlarımda sağlıklı olup kendime dikkat edeceğim ve bu kaderi ortadan kaldıracağım” dedim. Bunun neticesinde de böyle bir yola girdim.

Modayı seviyorum

◊ Senin belki de komedi işlerinden dolayı çok sevimli, yanakları sıkılası, tatlı bir kadın havan vardı. Bunun seksi, daha dişi bir kadına evrilmesinin sendeki hissiyatı ne oldu?

Ben içsel olarak aynı Büşra’yım. Sadece kendimi kafa ve vizyon olarak geliştiriyorum. Onun dışında elbette en çok sevdiğim şey giyinmek. Yani modayı çok seviyorum ve yakından takip ediyorum. Seksi görünmek hiçbir zaman hedeflerimden biri olmadı. Aynı şekilde para kazanmak da… Başarılı, sağlıklı olmak önemli, diğerleri her zaman onun arkasından geldi.

◊ Bu yeni duruşun erkeklerle ilişkilerine yansıdı mı?

İnanır mısın, kilolu olduğum dönemlerde hep ilişkilerim vardı.

◊ Kilo verdin ve kısmetin kapandı mı?

Ben kiloyu yıllar önce verdim. O işin şakası. Çok uzun süredir de aşk yaşamıyorum. Bu aralar bir ilişkim yok.

◊ Zor mu beğeniyorsun?

Yok, istemedim. İlişkisizlik dönemindeydim.

◊ Konu aşka ve ilişkilere gelmişken, Hasan Can Kaya ile ‘Çok Aşk’ diye bir film çektiniz. Sonbaharda vizyona girecek. Aşk tam olarak nedir sence o halde?

Aşk benim için aslında çok iyi anlaşmak, çok iyi arkadaşlık kurmak, görsel olarak da etkilenmek anlamına geliyor. Aslında aşk demeyeyim de ilişki benim için buralarda bir şey. Ben zekâdan, ufacık bir gülüşten, söylenen güzel, etkileyici bir sözden de çok etkileniyorum.

◊ Baklavalar, kaslardan etkilenmiyorsun ama öyle mi?

Yani artık kas lazım (gülüyor). Hakan açık ve net konuşacağım. Hayatımda sağlıklı yaşamaya birazcık yakın birinin olmasını istiyorum. Çünkü bir şekilde hayatındaki insanla birlikte yol alıyorsun ya… Ben sporumu, egzersizimi yapmaya çalışan biriyim. Haftanın belli günleri çok yiyorum, belli günler daha sağlıklı besleniyorum. Denge kuralı var yani hayatımda. O da öyle olmalı ama karakteri, huyu, aurası bana göre fiziksel görüntüsünden daha önemli.

Full paket olman gerekir

◊ ‘Yıldız De Bana’ geçen cuma başladı. ‘Yıldız’ kime denir?

İşini başarıyla yapan, aynı zamanda zekâsını ve aklını yaptığı işe aktarabilen kişidir. Yıldız olmak için sadece yetenek yeterli değildir, mevzu onu nasıl kullanabildiğin ve nasıl ifade edebildiğinle alakalıdır. Yani full paket olman gerekir.

◊ Güzellik ne kadar etkili?

Kişinin kendine has bir çekiciliği varsa yıldızlığına yıldızlar ekler.Güzellik değil, aura diyelim buna.

◊ Yarışmada kriterlerin neler?

Bir kere doğal ve inandırıcı olmalı. Aslında en büyük püf noktası karakterine inanması. O karaktere inandığında biz de inanıyoruz. ‘Mış’ gibi yaptığı zaman seyirci onu anlıyor.

◊ Geçmişte yarışmadan çıkıp çok başarılı olmuş isimler var. Ama şimdi kanal çok ve dijital platformlarla beraber seçenek fazla. Günümüzde bir yarışmadan çıkıp star olmak mümkün mü?

Mümkündür. Bu programı, Kanal D ve Pastel Film’le yapıyoruz. Pastel Film birinci olan kadın ve erkeğe bir proje yapma vaadinde bulunuyor. Bu açıdan içim rahat. Bir taraftan da üç ay boyunca bu ekibi sürekli izleyeceğiz. Seyirciler onları tanıyacak, sevecek, destekleyecekler. Birinci olamasa bile bazı isimlerin kendine başka kulvarlarda mutlaka yer bulacağına inanıyorum. Zaten bir kişi gerçekten kararlı, yetenekli, akıllıysa hiçbir şey onun önünde duramaz.

◊ Bu meslek gerçekten harikalar diyarı mı?

Yok değil, zorlu bir yolculuk. Her çıkışın bir inişi var, psikolojik olarak buna hazır olmak lazım. Her dönem popüler değilsiniz. Bu sancılı bir süreç. Özel hayatındaki davranışların da bir şekilde işine yansıyor. Ben burada “Kendini sıkacaksın, kontrol altına alacaksın” demiyorum ama belli bir ölçün olacak. Yani sanıldığı kadar tozpembe değil ama “Vay be, neler çekiyorlar” durumu da yok. Bir karakteri oynamak o kadar heyecanlandırıyor ki insanı, olan biten her şeye şükür diyorsun.

◊ Sence ‘yıldız’larımız kimler?

Kıyas sevmem, çok arkadaşım var ama Serenay Sarıkaya ve Kıvanç Tatlıtuğ benim için gerçek yıldızlar. ‘Yargı’ dizisinden Pınar Deniz ve Kaan Urgancıoğlu da öyle. Yeni isimler de yetişiyor: ‘Yalı Çapkını’ndan Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir. Aslında popüler olan isimler. Biz ‘Çok Güzel Hareketler’ zamanı yıldızdık mesela. İşlerin popüler olmasıyla oyuncular da yıldızlaşıyor diyebiliriz.

Dost kazığı yedim

◊ Şimdi 40’ların başı…

Bende yaş kavramı yok, ben kod olarak değerlendiriyorum, hepimizin bir kodu var. Yani 1989-1998-1965… Bunlar istatistiksel değerler ve sağlık için önemli kriterler ama yaşı kafaya taktığımız zaman, ezbere bilgiler bize limit koyuyor. Ben bu tezi 20’li yaşlarımda koydum kafama.

◊ Orada dondurdun mu yani kendini Ajda Pekkan gibi?

19’da dondurmadım belki ama 27’de dondurmuş olabilirim. Derdim yaşlanmak değil, ben yaş almaktan hoşnudum. Sadece yeni öğreneceğim şeylerde “Yaşım şu oldu, bundan sonra olmaz” gibi laflarla kendimi kısıtlamıyorum. Elbette genetik mirasın katkısı var ama düşünce şekliyle gençliğimi koruyacağıma inanıyorum.

◊ Şu an hayatının nasıl bir dönemindesin?

Babamı kaybettiğim dönem hayatımda enteresan şeyler oldu. Dost kazığı yedim, sonra istediğim projede doğru şekilde kendimi ifade edemedim. Bütün bunlar aslında insana başka bir anlayış katıyor. Bugün farkında olduğum bir dönemdeyim. Ayrıca hayatımın tatlı, enerjik, içinde flört olmayan ama onu özleyen, güzel bir çağı.

◊ “Dost kazığı yedim” dedin. Bu durum sana neler öğretti?

O tamamen karşındakiyle alakalı, herkes öyle değil. Yoksa başka dostlara karşı tavır alabilirdim. Ama yeni prensipler geliştirdim.

KISA KISA

◊ Bir randevuda en dikkat ettiğin detay nedir?

Zekâ.

◊ Bir erkekte en tahammül edemediğin şey?

Yalan, yalanını yakalamak.

◊ Oyunculuk dışındaki en büyük tutkun ne?

Müzik.

◊ Çapkın mısın?

Çapkın değilim ama flörtözüm. Aslında hayatla flört etmeyi seviyorum ama bir ilişkim varken, mutluyken
gözüm başkasını görmez.

◊ Yapmaya başlayınca duramadığın bir şey söyle…

Kıyafet giyip çıkarmak. Modayı çok seviyorum.

◊ Ayakkabı, çanta, öyle spesifik bir tutku var mı?

Hepsi benim bebeklerim, hepsi tamamlayıcı.

◊ Marka tutkunu musun?

Markayı gösteriş için değil, tasarımcının çizgisi için seviyorum. En sevdiğim markalar MiuMiu, Prada, Valentino, Chanel, Hermes…